Archive for Eylül, 2011


              Soğuk açılış süreleri (daha küçük değerler, daha iyi)
Ünlü sitenin gerçekleştirdiği tarayıcı hız testlerinde dört büyük tarayıcı böyle kapıştırıldı!

Performans geliştirmelerine yoğunlaşan Firefox 7 yayınlandı. Peki Firefox 7 gerçekten de daha hızlı mı? Bu sorunun cevabı Lifehacker’ın yeni gerçekleştirdiği tarayıcı testlerinin sonuçlarında saklı olabilir.

Lifehacker’ın testleri bir takım JavaScript ve CSS hız testlerinden ve “elle” yapılan testlerden oluşuyor. Chrome 14, Internet Explorer 9 ve Opera 11.51’in dahil edildiği testler, Windows’lu bir PC’de gerçekleştirilmiş. İşte Lifehacker’ın test sonuçları:

Soğuk açılış
Kazanan: Opera

Opera’nın diğer tarayıcılara göre çok hızlı açıldığı dikkat çekiyor. Firefox ve Chrome ise sizi birkaç saniye bekletiyor. Internet Explorer’ın açılışı ise neredeyse 11 saniye sürüyor.

Sıcak açılışlarda ise tüm tarayıcılar oldukça yakın olduğundan herhangi bir test sonucu verilmemiş.

“Hayalinizde hangi cep telefonu var” sorusunun cevabı sizce ne? iPhone 4 mü, Galaxy S II mi?

Son model akıllı telefonlar denilince akla gelen Android ve iOS işletim sistemli telefonlar kullanıcıların hayallerini süslüyor. Techradar’ın yaptığı yeni bir anket ise bunu destekler nitelikte.

Mevcut telefonunuzu hangi akıllı telefonla değiştirirsiniz sorusuna, 5,391 Techradar okuyucusunun yüzde 70’i Samsung Galaxy S2 ve iPhone 4’ü tercih etti. Tabi Galaxy S2 ve iPhone 4 arasında da büyük bir fark var. Katılımcıların yüzde 47’si Galaxy S2’yi tercih ederken geriye kalan yüzde 23’lük kesim iPhone 4’ü tercih etti. Yeni tanıtılması beklenen iPhone 5’le beraber bu dengeler bir nebze olsun değişebilir.

İki popüler telefonun yanında ise HTC Sensation yüzde 11’le üçüncü sırada. Onu yüzde 4’le SE Xperia Arc izliyor.

Aylardır merakla beklenen gün geldi. İşte Apple’ın son oyuncağı iPhone 5’in duyurulacağı resmi tarih

iPhone 5’i sabırsızlıkla bekleyen milyonlarca kullanıcıyı sevindiren haber nihayet Apple’dan geldi. Apple, iPhone 5’i 4 Ekim Salı günü tüm dünyaya duyurmaya hazırlanıyor.

Apple, yandaki resimde gördüğünüz fotoğraflı davetiyeyi göndermeye başladı. “Let’s talk iPhone” yani “iPhone’u konuşalım” ibaresiyle dikkat çeken fotoğrafta takvimde 4 Ekim ibaresi dikkat çekiyor. Bu da Apple’ın lansmanı 4 Ekim’de yapacağını ortaya koyuyor.

Bu gelişmenin ardından son günlerde iyice artan “Yeni iPhone Ekim’in ilk haftasında geliyor” iddiaları da doğrulanmış oldu.

Windows 8’in boot ekranı artık hem Metro arayüzünde, hem de dokunmatik! Videomuzda izleyin

Windows 8’in en önemli özelliklerinden bir tanesi, 7 saniye gibi kısa bir sürede açılabilmesi. Windows 8, kayan BIOS metinlerini de üretici logosuyla değiştirerek tarihe karıştırıyor.

Microsoft, logonun Windows açılışı devreye girene kadar ekranda beklediğini ve “iki deneyimi köprülediklerini” söylüyor. Ancak tek değişiklik, yüklenme ekranı değil. Örneğin PC’nizi bir USB diskinden başlatmak istediğinizde bunu BIOS menülerinden yapmanıza gerek kalmıyor. Bunu oturum açma menüsünden direkt olarak yapmanız mümkün. İki işletim sistemine sahip olmanız durumunda ise Metro tasarımlı grafiksel bir arayüzde seçim yapıyorsunuz.

Eğer eski DOS uygulamaları ve oyunlarının hayranıysanız, Windows 8 hayallerinizi gerçekleştirebilir!

Windows’da eski DOS uygulamalarını çalıştırmak sorunlu bir iş ve bunun için genellikle DOSBox gibi ek yazılımlara ihtiyaç duyuluyor. Ancak bu sorun, Windows 8’de çözülecek gibi görünüyor.

İster DOS’tan Windows’a port edilmemiş klasik bir oyun olsun, ister yıllanmış iş yazılımınız, bu 16-bit uygulamaları Windows’da çalıştırdığınızda sayısız sorunla karşılaşıyorsunuz. Çözüm ise DOSBox adlı yazılımı kullanmaktan geçiyor ancak aracı yapılandırmanız gerekiyor ve bir emulator olduğundan çok yüksek bir performans vermeyebiliyor.

Windows 8’de ise 16-bit bir uygulamaya çift tıklamanız yeterli. Bunu yaptığınızda 16-bit moda geçmek isteyip istemediğinize dair bir ekran geliyor. Kabul ettiğinizde ise programınız düzgün bir şekilde çalışıyor.

Özellik, Windows 8 Developer Preview’un sadece 32-bit’lik sürümünde bulunuyor. Özelliğin Windows 8’in 64-bit final sürümünde bulunup bulunmayacağı ise bilinmiyor.

Vodafone, kendi markasına sahip tablet PC’sini çok yakında piyasaya sürüyor! İşte o tablet

Vodafone Türkiye, Vodafone markalı tablet bilgisayarlarını Türkiye’de satışa sunuyor. Vodafone markalı tabletler, ilk kez 2 – 7 Eylül tarihleri arasında Berlin’de gerçekleştirilen IFA Uluslararası Tüketici Elektronik Ürünleri Fuarı’nda Vodafone Almanya tarafından tanıtıldı.

Google Android 3.2 işletim sistemiyle çalışan Vodafone markalı tabletlerin sahip olduğu 16 GB’lık depolama alanı, kullanıcılara fotoğraf, video gibi dokümanlarını dilediklerince arşivleme imkanı sunuyor. Ayrıca mevcut depolama alanı, MicroSD kart ile 32 GB’a yükseltilebiliyor.

1280 x 800 piksel çözünürlük sunan 10 inç ekran büyüklüğündeki tabletlerin arka yüzeylerinde 5, ön yüzeylerinde ise 2 MP kameralar yer alıyor. 1.2 GHz frekansında çalışan çift çekirdekli işlemcileri ile dikkat çeken tabletler, 1GB ara bellek garantisiyle satışa sunuluyor. Vodafone Almanya’nın turbo mobil geniş bant çözümü HSDPA ile 14.4 MBPS’e veri alma ve maksimum 5.76 MPBS hızla veri indirme avantajı sağlayan tabletlerin aynı zamanda entegre WLAN ara yüzü bulunuyor.

Vodafone Türkiye Bireysel Müşterilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Öğüt, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 2010 yılında Türkiye’de ilk kez operatör markalı telefonları piyasaya sürmüş olduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Vodafone Türkiye olarak bugüne kadar farklı dönemlerde Vodafone markalı cep telefonu ve akıllı telefonlarımızı tüketicilerimizle buluşturduk. Son olarak 3G’nin ikinci yılı kapsamında uygulamaya koyduğumuz Süper İnternet Programı çerçevesinde, bu çalışmalarımız daha da değer kazandı. Herkese Süper İnternet stratejimizin devamı olarak, bu sefer Türkiye’nin ilk operatör markalı tabletini piyasaya sürerek, ülkemizdeki tablet sahipliği oranının artmasına katkıda bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.”

Avrupa veri merkezlerinin gelişimi, tüm olumsuz şartlara rağmen hiç yavaşlamıyor! İşte detaylar

Zorlu global ekonomik koşullara rağmen Avrupa veri merkezi piyasası iyi bir performans göstermeyi sürdürdü. Emlak danısmanı CB Richard Ellis’e (CBRE) göre, 2009’un üçüncü çeyreğinde yalnızca bes Avrupa şehrinde (Londra, Paris, Frankfurt, Amsterdam ve Madrid) veri merkezlerinde 18.190 m² ek alan kullanıldı.

CBRE’nin 2010 boyunca sabit büyüme tahmini ile, bu eğilim bir yavaşlama belirtisi de göstermiyor. Bununla birlikte veri merkezi pazarının genişlemesi başka bazı sorunları da beraberinde getiriyor: Özellikle bu operasyonların çevre üzerindeki etkisi. Avrupa’nın bazı bölümlerinde veri merkezlerinin enerji verimliliği, İngiltere’nin Nisan 2010’dan itibaren Karbon Azaltma Taahhüdü Enerji Verimliliği Programı’nı parlamentoya getirmesiyle yasal bir konu haline geldi.

Bu girisim, karbon emisyonlarına bir fiyat koyarak, 2008’de saatte 12.000 MW’tan fazla tüketen tüm kurulusları enerji kullanımlarını azaltmaya teşvik etmek üzere tasarlanmıstır. Veri merkezlerinin büyük enerji tüketicileri oldukları uzun zamandır bilinmektedir. PricewaterhouseCoopers’da sürdürülebilirlik ve iklim değisikliği uzmanı olan Phil Case’e2 göre, bir 7/24 operasyon veri merkezini çalıstırma ve soğutma gereksinimleri, bir kurulusun toplam enerji tüketiminin yüzde 20 kadarına karsılık gelebilir.

Simdiye kadar, veri merkezlerinin enerji gereksinimlerini azaltma çalısmalarının çoğu hava soğutmaya odaklanmıstır. Örneğin Intel yakın zamanlarda kendi veri merkezlerinde soğutmayı asamalı olarak azaltacağını duyururken, KMPG’nin4 veri merkezlerini 20ºC yerine 23ºC’de çalıstırma kararı, enerji faturalarını yüzde 12,7 azalttı. Bununla birlikte, veri merkezi operatörlerinin enerji tüketimini azaltmalarının bir başka yolu daha var: daha az ısı üreten, dolayısıyla az soğutma gerektiren teknolojiye geçmek. Bu, tarihsel olarak veri merkezleri için başlıca depolama ortamı biçiminde yerleştirilmiş 3,5″ sabit disk sürücülerden (HDD), enerji açısından daha verimli olan 2,5 inç kuruluş sınıfı HDD’lere geçerek sağlanabilir. Depolama sistemleri ortamı için tasarlanan small form factor (SFF) sürücüler, kurumsal uygulamalarında hızla ilerleme sağlamaktadır. En son kusak 2.5″ kurumsal HDD’ler, daha büyük form factor özellikli 3,5″ ürünlerin özelliklerini ve islevlerini sağlar ve eski depolama teknolojisine kıyasla önemli verimlilik tasarrufları sunar.

Bilesen düzeyinde, small form factor kurumsal HDD’lerde kullanılan mil motorları daha az güç tüketir. Sonuç olarak, 2,5″ teknolojisine geçilmesiyle, veri merkezi sahipleri BT donanımının gündelik çalısmasında tüketilen enerji miktarını hızla azaltabilir. Bu enerji tasarrufu özelliklerine, Toshiba’nın kurumsal sınıf SFF HDD’lerine takılan, kullanılmadığı sırada aygıtın dönüş hızını düsüren yeni boşta çalısma özelliği gibi yenilikler de eklenebilir. Bu düsük disk dönüs hızı, güç tüketimini daha da gelistirmektedir. Gerçekten de, Toshiba’nın en son testleri, MBF2600RC gibi small form factor HDD’lerin, karşılaştırılabilir kapasiteli 3.5″ HDD’ye kıyasla güç tüketiminde yüzde 40 düşürebildiğini gösterir. Small form factor HDD’lerin kurulus uygulamalarında kullanılmamasının baslıca tarihsel nedeni, bu teknolojinin daha küçük depolama kapasiteleri sunması olduğu halde, yakın zamanlardaki gelisme, 2,5″ kurulus HDD kapasitelerini 3,5″ eşdeğerleri ile uyumlu hale getirmektedir. Toshiba simdi 600 GB’ye kadar kapasiteye sahip SFF kuruluş HDD’leri sunuyor. 2,5″ kuruluş HDD’leri tarihsel olarak veri merkezi ortamlarında yaygın entegrasyonun dısında bırakan diğer kaygıların çoğu artık halledilmiş durumdadır.

İnternete sızan bu e-posta mesajı, internetin dev şirketinde işlerin iyi gitmediğini ortaya çıkarttı

Yahoo, CEO Carol Bartz ile yollarını ayırmaya karar verdiği zamanlarda sitenin kurucu ortaklarından Jerry Yang, çalışanlarının içlerinin rahat olması için toplu bir e-posta göndermişti. E-postanın içerisinde şirketin satılmayacağı ve bu konuda çalışanların rahat olmaları yazılıyordu.

Business Insider’ın haberine göre, yine Yang’dan bu hafta tüm çalışanlara atılan bir e-postaya göre, bir zamanların en gözde arama motoru Yahoo satılabilir. Yang e-postada firmanın geleceğiyle ilgili şu sözlerle ipucu veriyor; “Reklamcılarımız bizlerle beraber ileriye yönelik düşüncüleri takip etmek adına çalışıyorlar. Aynı zamanda, başka yerlerden gelen ve birkaç değişik seçenekle firmayla ilgilendiklerini belirten teklifleri değerlendiriyorlar.”

Daha önceleri Microsoft’un firmayla ilgilendiğine dair haberler çıkmıştı. Ancak Yang çalışanlarını ileriki zamanlarda firmayı almak isteyen değişik kişilerin dedikodularının çıkacağı konusunda uyarıyor.

Apple, yıllardır tek sahibi olmak istediği kelime konusunda hüsran yaşıyor. İşte o kelime!

Apple, multitouch yani çoklu dokunmatik teknolojisini tüm cihazlarında kullanmayı öngörürken, Amerikan Patent ve Marka Ofisi Apple’dan farklı düşünürerek multitouch markasını Apple’a vermeyi reddetti.

MacRumors’un haberine göre Apple’a multitouch markasının verilmememesinin en önemli nedeni genel bir ifade olması ve tek bir markaya özel kullanılamayacak bir isim olduğunu düşünmesi…

Karar merciine göre sadece söz konusu teknolojiyi ifade etmeyen multitouch, aynı zamanda bir kullanıcının cihazını nasıl kullandığını da betimleyen bir kelime.

Facebook hesabınıza giriş yapmasanız da o hep peşinizde! İşte bir hacker’ın ortaya çıkarttığı gerçek

Popüler sosyal ağ sitesi Facebook’un bazı güvenlik sorunlarını hala taşdığı tartışılmaz bir gerçek. Yaşanan son gelişme de Facebook’a güvenmeyenleri haklı çıkaracak cinsten.

Bu bağlamda Facebook’un kullanıcıları hesaplarına giriş yapmasalar dahi yakından izlediği ortaya çıktı. Yani siz bilgisayarınızın başına geçip internete girdiğinizde, Facebook hesabınıza giriş yapmasanız da, bilgisayarınızdaki cookie’ler sayesinde Facebook sizin “online” olduğunuzu görebiliyor.

Bir hacker olan Nik Cubrilovic’in gerçekleştirdiği bir dizi teste göre, kullanıcıların hesapları kapalıyken Facebook butonu olan bir siteye girmesi ile Facebook kullanıcıya ait kişisel bilgileri Facebook’a gönderiyor.

Facebook ise, konu hakkında, sadece iddiaları reddetmekle yetindi…